Kategoriler
Japonya Depremleri

1995 Büyük Hanshin Depremiyle Kobe’nin Yokoluş ve Dirilişi

17 Ocak 1995, Salı günü, saat 05:46’yı gösterdiğinde, Japonya’nın Kobe şehri ve çevresindeki Hyogo vilayeti, tarihinin en karanlık sabahına uyandı. Richter ölçeğinde 7.2 büyüklüğünde (Japon Meteoroloji Ajansı’na göre 7.3) ve merkez üssü Kobe’nin hemen kuzeyindeki Awaji Adası’nın altında bulunan Büyük Hanshin Depremi, sadece 20 saniye süren şiddetli sarsıntılarla, bir ulusun kolektif hafızasına kazınan bir trajediye dönüştü. Bu deprem, modern Japonya’nın sadece fiziksel altyapısını değil, aynı zamanda afet hazırlığına dair varsayımlarını ve sosyal yapısını da derinden sarsacaktı.

Beklenmedik Bir Darbe ve Yıkımın Anatomisi

Deprem, “Nojima” fay hattının aniden kırılmasıyla meydana geldi. Sığ derinliği (yaklaşık 14 km) ve doğrudan yoğun nüfuslu bir kentsel alanın altındaki konumu, yıkımın şiddetini katladı. Japonya, depremlerle iç içe bir yaşam sürdürse de, Kanto (1923) gibi büyük depremlerin hafızası silinmeye yüz tutmuş, modern şehirlerin ve sıkı inşaat yönetmeliklerinin böyle bir felakete izin vermeyeceği yönünde bir güven oluşmuştu. Büyük Hanshin Depremi, bu güveni yerle bir etti.

Yıkım, üç ana başlıkta toplanabilir:

  1. Geleneksel Konutların Çöküşü: En ağır kayıp, “ağır, kilden çatıları olan ama betonarme temelden yoksun” eski ahşap evlerin enkazı altında yaşandı. Bu yapılar, sarsıntılar karşısında neredeyse hiç dayanım gösteremedi ve binlerce insan, uyurken evlerinin altında kalarak hayatını kaybetti veya enkaz altında mahsur kaldı.
  2. Altyapının Çöküşü: Deprem, modern bir metropolün hayati damarlarını nasıl koparabileceğini acımasızca gösterdi. Şehir içi ulaşım felç oldu; üstü açılan otoyolların viyadükleri devrildi, Shinkansen (hızlı tren) rayları eğilip büküldü ve liman, kargo konteynerlerinin devrilmesiyle kullanılmaz hale geldi. Su, elektrik ve doğalgaz şebekeleri büyük ölçüde tahrip oldu.
  3. Yangın Felaketi: Kış sabahının soğuğunda yanan gaz ve sobalar, devrilen gaz hatlarıyla birleşerek korkunç bir yangın fırtınasına yol açtı. Rüzgarlı hava ve enkazla tıkanmış sokaklar nedeniyle itfaiye ekipleri müdahalede yetersiz kaldı. Nagata semtinde çıkan ve günlerce süren yangınlar, şehrin geniş bir bölümünü kül yığınına çevirdi.

İnsani ve Sosyal Yara Bağlamında Resmi Olmayan ve Resmi Tepkiler

Resmi rakamlara göre 6.434 kişi hayatını kaybetti, 40.000’den fazla kişi yaralandı ve 300.000’den fazla insan evsiz kaldı. Ancak sayılara sığmayan bir insani dram yaşandı. Afetin ilk saatlerinde ve günlerinde, merkezi hükümetin ve Savaş Gücü’nün (Jieitai) bölgeye müdahalesi beklenenden yavaş ve organize olmaktan uzaktı. Bu gecikme, birçok hayatın kurtarılamamasına neden oldu.

Bu boşluğu, komşuluk dayanışması ve sivil toplum doldurdu. Mahalle sakinleri, enkaz altındaki komşularını kurtarmak için ilk müdahaleyi yapanlar oldu. Aynı zamanda, Japonya’da yeni bir fenomen olan gönüllüler ordusu sahneye çıktı. Ülkenin dört bir yanından gelen binlerce gönüllü, enkaz kaldırma, yiyecek dağıtımı ve geçici barınaklarda psikolojik destek sağlama gibi hayati görevler üstlendi. Bu kitlesel sivil seferberlik, Japonya’da gönüllülük kültürünün önünü açan bir dönüm noktası oldu.

Dersler ve Miras Açısından Kobe’nin Yeniden Doğuşu

Büyük Hanshin Depremi, Japonya için acımasız ama paha biçilmez bir öğretmendi. Getirdiği başlıca değişiklikler şunlardır:

  • Deprem Mühendisliğinde Devrim: Bina yönetmelikleri kökten revize edildi. Özellikle eski ahşap yapıların güçlendirilmesi, yeni binalarda sismik izolatörler ve enerji sönümleyiciler gibi teknolojilerin kullanımı yaygınlaştı.
  • Afet Yönetiminde Reform: Afet müdahale sistemleri merkezileştirildi ve koordinasyon iyileştirildi. Savaş Gücü’nün afetlerdeki rolü genişletildi, acil durum iletişim sistemleri güçlendirildi.
  • Toplumsal Hazırlık Bilinci: Halkın afet bilinci ve hazırlık eğitimi ülke çapında artırıldı. Acil durum çantalarının hazırlanması, düzenli tatbikatlar ve afet bilimi eğitimi standart hale geldi.
  • Kentsel Dönüşüm: Kobe, enkazın ardından daha güvenli, yeşil ve dayanıklı bir şehir olarak yeniden inşa edildi. Parklar ve geniş caddeler, yangın koridorları olarak planlandı.

Bugün Kobe, parlak ışıkları ve canlı limanıyla ayakta duruyor. Ancak şehrin çeşitli yerlerinde korunan enkaz parçaları, Hatatsu deprem anıtı müzesi ve her yıl 17 Ocak’ta düzenlenen anma törenleri, o karanlık sabahın unutulmaması için bir uyarı görevi görüyor. Büyük Hanshin Depremi, doğanın öngörülemez gücü karşısında alçakgönüllülüğü, dayanıklılığın sadece binalarda değil, toplumun ruhunda da inşa edilmesi gerektiğini ve en karanlık anlarda bile insan dayanışmasının bir ışık olabileceğini dünyaya hatırlatan kalıcı bir miras bıraktı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir